Tavaf neden 7 defa yapılır, hikmeti nedir?
Bu sorunun cevabı kısa ve nettir: İbadetler Tevkifidir.
Resûlullah Efendimiz, hem umre yaptığında hem de vedâ haccında Beytullah’ı tavaf ederken yedi kere (7 Şavt) dönmüştür.
Kur’ân-ı Kerîm’de “Beyt-i Atîk’i (Kabe’yi) tavaf etsinler” diye emir vardır. Ancak tavafın kaç dönmeden ibaret olduğu Kur’ân-ı Kerîm’de geçmez. Tavafın yedi defa yapılması, Resûlullah’ın fiilî ve kavlî sünnetiyle sabittir.
Resûlullah Efendimiz Beytullah’ı tavaf ederken yedi kere etrafında dönmüştür. Yedi şavt dönerek bir tavaf yapmıştır.
Neden yedi şavt yaptığına dair açık bir ifade bize ulaşmış değildir.
Dolayısıyla ibadetlerin hepsinin hikmetini bilmemiz mümkün değildir.
Allah ve Resûlü, hangi ibadetin ne şekilde ve ne sayıda yapılacağını bildirmişse, onu olduğu gibi kabul ederiz. Olduğu gibi yaparız.
Eğer hikmeti bize bildirilmişse, öğreniriz.
Fakat Allah ve Resûlünün bildirmediği konuda “neden” ve “niçin” arayışına girmeyiz.
Resûlullah hac konusunda şöyle buyurmuştur:
“Haccı nasıl yapacağınızı benden öğrenin.”
Sahabe-i kirâm da gördü ki Resûlullah, Kâbe’nin etrafında bir tavafı tamamlamak için yedi defa döndü. Onlar da yedi defa (yedi şavt) döndüler.
Resûlullah Efendimiz ilk üç şavtta koşar adımlarla yürüdü. Yani remel yaptı, sahabe de remel yaptı.
Ayrıca başından sonuna kadar ızdıba yaptı. Yani ihramını tavafa girerken sağ kolunun altından geçirip sol omzuna koydu. Böylece sağ omuzu ve sağ kolu açık kaldı. Sahabe de onun gibi yaptı.
Tavaftan sonra Resûlullah, ihramını düzeltti, sağ omzunu kapattı. Onlar da öyle yaptılar.
Resûlullah tavaftan sonra Makam-ı İbrahim’de iki rekât namaz kıldı. Sahabe de orada iki rekât namaz kıldı.
Yani Resûlullah’ın yaptığı her şeyi gördüler, öğrendiler ve aynen uyguladılar. Bize de öyle öğrettiler. Çünkü emir böyle, tembih böyle, uygulama böyleydi.
Sonuç olarak, tavafın yedi defa yapılmasının hikmeti bize bildirilmemiştir.
Ancak Resûlullah öyle yaptığı için biz de öyle yaparız.
Zira ibadetler tevkifîdir; yani Allah ve Resûlü nasıl bildirmişse, öyle yapılır.
Bizim görevimiz “neden” diye sorgulamak değildir. Nasıl emredildiyse öyle yapmaktır.