İslam Tarihimizde, yakın tarihimizde ve günümüzde, çok çirkin bir yöntem, kara bir leke: suikastler ve Terör olayları.
Nerede olursa olsun, kimden gelirse gelsin, Terör çirkin bir yöntem, nefretlik bir eylemdir.
Ülkemizin farklı yerlerinde, İslam Coğrafyasının değişik bölgelerinde meydana gelen / getirilen Terör olaylarını nefretle ve şiddetle kınıyoruz.
İster İslam’ın adını kullanan, İslamî değerleri savunduğunu iddia eden odaklar tarafından gelsin, isterse İslam’ın karşısında görünen odaklardan olsun Terör, hiçbir fayda sağlamayan, hep zarar getiren, hep istikrarsızlığa, hep fitneye ve çalkantılara sebep olan lânetlik bir yöntemdir.
Yakın Tarihimizde baktığımız zaman, 1960 da başlayan süreçte, bütün ihtilallerin, suikastlerin, muhtıraların, terör olaylarının arkasında dış mihrakların / dış güçlerin olduğu açıkça görülmektedir.
İslam Tarihimize baktığımızda, Hazreti Ömer’in Şehid edilmesi de bir suikast, bir terör olayıdır.
Hem de İntikam için, Medine İslam Devletinin istikrarını bozmak, dalga dalga bütün Dünyanın hasretle beklediği, şevkle kucakladığı İslam’ın önünü kesmek için, İran Mecusîleri tarafından desteklenen ve gerçekleştirilen bir suikast, bir terör olayıdır.
Hazreti Osman’ın, Mısırdan gelen çapulcu Kıptiler tarafından Şehid edilmesi de, Bizans desteği ve kışkırtması sonucu meydana gelen menfur bir terör olayıdır.
Hazreti Alinin Küfede Camide, sabah namazında,”Hakimiyet sadece Allah’ındır” diyen Hariciler tarafından Şehid edilmesi, bozulan istikrarın daha da kötüleştirilmesi için yapılan, menfur bir terör olayıdır.
Osmanlıda, Sultan Fatih’in zehirlemesinden, oğlu Cem Sultan’ın, Papa tarafından rehin tutulmasından tutun da, Genç Osman’ın tahttan indirilip boğulmasına, Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilip katledilmesine kadar, daha bir çok örnekleriyle meydana gelen olaylar, sadece istikrarsızlığı getiren; İslama, İnsanlığa, Ülkeye hiçbir fayda sağlamayan, aksine beraberinde birçok zararlar getiren menfur terör olaylarıdır.
Arkasında şer güçler olan lanetlik olaylardır.
İslam Dinimiz, emr-i bil maruf nehy-i anil münkeri Farz kılmış, bunun yaptırım yönünü, millet adına işbaşına gelen yöneticilerin boynuna yüklemiş, yazıyla ve sözle yapılacak olan kısmını ise fertlerin / bireylerin boynuna yüklemiştir.
İslam Dinimizin Ahkamına göre Kısas cezası dahil, hiçbir suçun fizîkî cezasını, fertler / bireyler ve guruplar / örgütler veremezler.
Fizîkî Ceza verme yetki ve sorumluluğu sadece yönetime verilmiştir.
Bireylerin / Örgütlerin fizîkî ceza vermeye kalkışması, anarşi ve terör olur.
Anarşi ve Terörün her çeşidi, kimden gelirse gelsin Dinimize göre yasaktır, haramdır.
Ülkemizde ve İslam Coğrafyasının değişik bölgelerinde meydana gelen / getirilen, dış destekli ve kışkırtmalı terör olaylarını şiddetle ve nefretle kınıyoruz.
Ülkemizi ve sair Bilad-i İslamiyyeyi Terör dahil, her türlü olumsuzluklardan arındırıp sahil-i selamete çıkarmasını Yüce Mevladan dua ve niyaz ederiz.