Bütün insanların Allah’a yönelmesinin, bir yerde birleşmesinin ve buluşmasının tek bir yolu vardır o da yüzünü Allah’a dönmek niyetiyle Kabe’ye döndürmektir. Bu aynı zamanda Ehl-i Kıble olmanın gereğidir. Her bölgenin namaz vakitleri farklı olduğu için, Dünyanın değişik bölge ve ülkelerinden İnsanlar, 24 saat kesintisiz olarak Kabe’ye dönmektedir ve dönmek zorundadır.
Allah’ın bütün kullarına (İnsanlar, Melekler ve Cinler) tebliğ ettiği tek din olan İslam Dininin ve Müslüman olmanın gereği budur. Hicrî 3. Asrın sonu 4. Asrın başlarında yaşamış olan İmam Tahâvî, yazmış olduğu Akaid kitabının son kısmında, bu hususu, şöyle açıklamaktadır:
ودين الله في الأرض والسماء واحد ، وهو دين الإسلام
قال الله تعالى : إن الدين عند الله الإسلام
وقال تعالى : ورضيت لكم الإسلام دينا
وهو بين الغلو والتقصير
وبين التشبيه والتعطيل
وبين الجبر والقدر
وبين الأمن والإياس
“Yerde ve Gökte Allah’ın Dini bir tanedir, O da İslam Dinidir. Allah-u Taâlâ : “Allah indinde Din İslam’dır” ve “sizin için Din olarak İslam’a razı oldum” buyurmaktadır. Allah’ın tek Dini olan bu Din, aşırılık / fazlalık ile kusurluluk / eksiklik arasında, Allah-u Taâlâ’yı yaratıklara benzetmek ile iş yapmaz / tatilde kabul etmek arasında, Kaderi inkar etmek ile Kaderi Cebir (zorlayıcı) kabul etmek arasında, İman ettikten sonra ne yaparsan yap bir şey olmaz diyerek kendini güvende kabul etmek ile, ümitsizlik arasında bir Dindir.”
Bu açıklamadan anlıyoruz ki Gökteki melekler de Yerdeki İnsanlar da hatta Cinler de, Allah’a olması gereken kulluk görevlerini İslam esaslarına göre yapmaktadırlar. Zaten başkasını kabul etmediğini ve etmeyeceğini net bir şekilde Kur’an-ı Kerim’de Allah celle celâlühu açıklamıştır.
Bu doğrultuda birlik şuuruna varıp, hiç bir ayrılığa açık kapı bırakmadan birlikte yaşamayı, Ülkemize ve Milletimize, Yüce Mevlamız nasip etsin ve bu yolda herkesi muvaffak eylesin. Âmîn.
Allah’a emanet olunuz.
Süleyman Ramazanoğlu
07.08. 2015 Cuma
Haremi Şerif- Mekke-i Mükerreme