Haccın zamanı ve mekanı değişmez, çünkü nass ile belirlenmiştir.
Kur’an-ı Kerim ve Sahih Sünnet, haccın sadece belirli günlerde ve Mekke’de yapılacağını açıkça ifade eder.
Haccın farz olduğunda ittifak olduğu gibi, haccın zamanında ve mekânında da ittifak vardır.
Peygamber Efendimiz, veda haccında, haccın nerede, ne zaman ve nasıl yapılacağını tartışmaya mahal olmayacak şekilde öğretmiştir.
Geçmişten günümüze kadar hiçbir İslam âlimi, Kâbe’nin dışında başka bir yerde hac yapılabileceğini söylememiştir.
Arefe gününün ve bayram gecesinin dışında herhangi bir vakitte Arafat’a çıkılacağını da hiç kimse söylememiştir.
Çünkü bunlar nass ile sabittir.
Dinde nass ile sabit olan hükümler değiştirilemez.
Nass ile sabit olan bir konuda ictihat yapmak da geçerli değildir.
Ancak günümüzde, din dışı mihrakların sözcülüğünü yapan bazı kişiler bulunmaktadır.
Bu kimseler, ilahiyatçı kimliğiyle insanların huzuruna çıkmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’e, Resûlullah (s.a.v.)’in sünnetine ve geçmişte yaşamış faziletli İslam âlimlerine saygı göstermemektedirler.
Müctehid imamlara karşı da aynı saygısız tavrı sergilemektedirler.
Bu kişiler, hayasızca ve edepsizce konuşmakta, gerçekleri saptırmaktadırlar.
Kur’an’dan ve sünnetten habersiz olan bu kimseler, “İnsanları Arefe ve bayram gününde orada toplayıp izdiham yapmaya ne gerek var? Senenin diğer aylarına ve mevsimlerine taksim ederek insanlara hac yaptırılsın.” şeklinde sözler söylemektedir.
Bu düşüncelerin ilmî ve dinî hiçbir dayanağı yoktur.
Bu düşüncelerin hiçbir değeri yoktur.