Seferi olan kişinin namazı hakkında öncelikle şu tanımlamaları yapmak gerekir:
Bir kişinin asıl vatanı (vatan-ı aslîsi) doğduğu yerdir.
Kişi, bir yerde 15 gün ve daha fazla kalırsa, buraya “vatan-ı ikâmet” denir.
15 günden az kalırsa, bu durumda “vatan-ı süknâ” denir.
Vatan-ı aslî, ancak başka bir vatan-ı aslîya intikal etmekle bozulur, değişir.
Eğer köyünüzü vatan-ı aslî olmaktan çıkarmamışsanız; ileride Köyünüze DÖNMEMEYE karar VERMEMİŞSENİZ, Köyünüze gittiğiniz zaman seferî olmazsınız. İster imam olun, ister cemaat olun, isterseniz tek başınıza kılın, tam olarak kılmanız gerekir.
Eğer “bir daha oturmak üzere köye dönmeyeceğim” diyerek köyden ayrılıp asıl vatanınızı başka bir yere aktarmış, orasını asıl vatan durumuna getirmişseniz ve köyünüzü vatan-ı aslî olmaktan çıkarmışsanız, o zaman Köyünüze gittiğinizde seferi olursunuz.
Seferî olan kişi, dört rekatlı farz namazları iki rekat olarak kılar.
Seferî olan kişi, mukim olan (seferî olmayan) imama uyarsa, namazlarını tam kılması gerekir. (Kendisi seferî olsa da, imama uyduğu zaman, namazını tâbi olduğu imam gibi kılması gerekir.)
Köylerinden, kasabalarından başka yere taşınıp köydeki evlerini muhafaza edenler veya sonradan köylerinde ev yapanlar, yani birden fazla yerde evi olanlar, anahtarı kendisinde bulunup gittiğinde açıp kendi evinde kalanlar, her ihtiyacını görecek kadar serbest hareket edebilenler, gittiklerinde kalacakları müddet 15 günden az da olsa, seferî olmazlar, namazlarını tam kılarlar.
Seferî bir kişi, İmam olup Cemaate namaz kıldırabilir. Ancak, önceden seferî olduğunu cemaate söylemesi gerekir. İki rekatta selam verir. Mukim olanlar ayağa kalkıp, (Hanefî mezhebine göre kıyamda bir şey okumadan, diğer Mezheplere göre okuyarak) iki rekat daha kılıp dörde tamamlarlar. Sonra selam verirler.