Bazı cami görevlileri, Cuma hutbesini Nasrettin Hoca’nın borç senedini mektup zannederek okumasına benzer biçimde okuyor.

Cuma hutbesinin çıktısını önceden kağıt üzerine alıp, okuyup hazırlanmıyorlar. Minberde telefonu çıkarıp ilk defa orada okuyorlar.

Arapça kısmını, Âyet-i Kerimeleri, hele de Hadis-i Şerifleri, başını gözünü yararak okuyorlar.

Türkçe vaaz kısmını okumaları ise bambaşka bir âlem. Noktasına, virgülüne, vurgusuna bakmadan okuyorlar. Yani Nasrettin Hoca’nın borç senedini mektup gibi okuması misali okuyorlar.

Okuyorlar işte.

Geçen Cuma günü, Cuma namazı öncesinde İmam Efendinin odasına girdiğimizde, Hoca Efendi Cuma Hutbesinin çıktısını önüne almış, hazırlık yapıyordu.

Selam verdik ve “Hutbeyi mi okuyorsunuz?” dedik.

Hoca efendi:

“Evet, hutbeyi okuyorum. Cuma hutbesini minbere çıkmadan önce en az on kere okur, bazı notlar da alırım, sonra minbere çıkar okurum.” dedi.

Ezan okundu, Cuma’nın sünneti kılındı. Hoca Efendi, büyük emeklerle hazırlanan hutbeyi güzelce okudu.

Hem Âyet-i Kerimeleri, hem Hadis-i Şerifleri, hem de Türkçe kısmını doğru ve anlaşılır şekilde okudu.

Noktasına, virgülüne, vurgularına dikkat ederek ve iyi anlaşılacak şekilde…

Namazdan sonra Hoca Efendiyi tebrik ettik.

İşte hutbe budur, bu şekilde okunur.

Ashab-ı Kiram, Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin hutbe irad etmesini anlatırken şöyle demişlerdir:

احمرت عيناه
Gözleri kızarırdı.

كانه منذر جيش
Sanki bir ordunun gelmekte olduğunun uyarısını veren bir anlatımla hutbe irad ederdi.

Hutbeyi telefondan herkes okur.

Hatta birçok genç, “Nasılsa telefonda var” diyerek hutbe okunurken telefonda başka şeylerle uğraşıyor.

Hatibin, bunu dikkate alarak bütün cemaate hutbeyi doğru ve anlaşılır bir şekilde dinletme gayreti göstermesi gerekir.

Öyle telefon cihazından mektup okur gibi değil, önceden hutbenin çıktısını alıp kağıda dökerek okuması gerekir.

Hutbeyi birkaç kez önceden okuması, noktasına, virgülüne, vurgusuna dikkat ederek okuyacak seviyeye gelmesi gerekir.

Özellikle hutbenin başlığı olan Âyet-i Kerime ve Hadis-i Şerifleri düzgün okuyacak hâle gelmesi gerekir.

Arapçası eksik ise, Arapçası iyi olan birisinden yardım alması, yanlışlarını mutlaka düzeltmesi gerekir.

Güzel hazırlanan hutbeleri “kem küm” ederek değil, anlaşılır ve düzgün şekilde okumalarını bütün hatiplerimizden bekliyoruz.

Allah celle celalühü muvaffak eylesin.

Ayrıca cemaatten da hutbeyi iyi dinlemelerini bekliyor ve rica ediyoruz.

Hutbe okunurken, cemaat hutbeyi rahat dinlemek için ya diz üstü veya bağdaş kurarak, ya da başka rahat bir oturuş şekliyle oturabilir.

Kıbleye sırt çevirmeden, yan dönmeden, nasıl rahat dinleyebiliyorsa öyle oturmalı, yönünü mutlaka namazda durur gibi Kıbleye dönük tutmalıdır.

Hiç konuşmadan, hatibin yaptığı duaya açıktan değil, sadece içinden “Âmîn” diyerek, hiç kimseyle konuşmadan, kemal-i edep ve dikkatle hutbeyi sonuna kadar dinlemeleri gerekir.

Dinleyenlerin, hutbenin önemini kavrayarak dinlemelerini tavsiye ve temenni ederiz.

Allah celle celalühü, hutbeleri hazırlayanları Ehli Sünnet ve’l-Cemaat itikad ve ameli doğrultusunda hep iyi ve doğru hazırlamaya muvaffak eylesin.

Okuyan hatipleri anlaşılır ve doğru okumaya muvaffak eylesin.

Cemaati de doğru dinlemeye, anlayarak dinlemeye ve anlamaya, dinleyip anladıkları ile amel etmeye muvaffak eylesin.

Âmîn.