İkindi Namazının, Akşam Namazının ve Yatsı Namazının vakitleri, bir yönüyle bir birlerine çok benzerler.
İkindi namazının vaktı, öğle namazının vakti çıkınca başlar, güneş batıncaya kadar devam eder.
Zaruret halinde, ikindi namazını kılamayan birisi, akşam ezanına beş dakika, üç dakika kalsa bile, hatta iftitah tekbirini ikindi vaktinin son ânında alsa, hemen arkasından akşam ezanı okunsa, ikindi namazını kılmaya devam eder, bitirir.
İftitah tekbiri, ikindinin vakti içerisinde alındığı için, O ikindi namazı kazaya bırakılmamış, vaktinde eda edilmiş bir namaz olur.
Ancak zaruretsiz bu kritik vakte ikindi namazı bırakılamaz çünkü güneşin rengi sararmaya başladığı ana ve ondan sonrasına ikindi namazını kılmayı bırakmak tahrimen mekruh, hatta haramdır.
Ama haramda olsa o vakitte kılındığı takdirde, kılınmış sayılır ve kazaya bırakılmamış olur.
Akşam namazına gelince, miraçta namazın farz oluşunun ertesi günü öğle namazı vaktinden itibaren Cebrail aleyhisselam gelerek efendimize İmam oldu, beş vakit namazın vaktinin ilk girdiği anında, birlikte bir günlük namazı kıldılar.
Sonraki gün dört vaktin sonunda, o vaktin namazını kılacak kadar vakit kaldığında geldi ve her namazı vaktin sonunda kıldılar.
Akşam namazı hariç.
Birinci gün de Akşam namazını vaktin evvelinde kıldılar, ikinci gün de vaktin evvelinde kıldılar.
Akşam namazının vakti, güneşin batmasıyla başlar, batı ufkunda kırmızılık kayboluncaya kadar devam eder ama yıldızların çoğalıp gökte ağını örme vaktine ve ondan sonrasına bırakmak mekruhtur.
Ancak buradaki kerahet, ikindi namazının vaktinin son bölümü kadar şiddetli değildir, çünkü ikindi namazının son kısmının keraheti hakkındaki Hadis-i Şerifteki ifade diğerlerine göre daha şiddetlidir.
Akşam namazını vaktinin evvelinde kılamayanlar, aynen ikindide söylediğimiz gibi, yatsı ezanına bir dakika kala başladığı takdirde, yatsı ezanı okunsa dahi bozmaz, bitirir.
Bu akşam namazı kazaya kalmaktan kurtarılmış olur.
Fakat bu kadar geciktirmek hiç doğru değildir.
Akşam namazının vaktinin çıkmasıyla yatsı namazının vakti girer, fecr-i sadıka, yani imsak vaktine kadar devam eder.
Yatsı vakti ile sabah namazı vakti arasın bir namaz vakti olmadığı gibi, boş bir vakitte yoktur.
Ancak yatsı namazını da gecenin üçte ikisinden sonraya bırakmak mekruhtur.
Şayet bir zaruretten dolayı kılınamamışsa, fecr-i sadıkten bir dakika önce başlanıp sabah vaktinde kılınsa dahi, başlaması yatsi vakti içinde olduğu için, bu namaz da kazaya kalmaktan kurtarılmış olur.
Özet olarak:
1- ikindi namazının vakti, öğle namazının vaktinin çıkmasıyla başlar, akşam namazının vaktinin girmesiyle sona erer.
2- Akşam namazının vakti, güneşin batmasıyla başlar kızıllığın kaybolmasıyla yani yatsı namazının vaktinin girmesiyle sona erer.
3- Yatsı namazının vakti, akşam namazının vaktinin çıkmasıyla başlar fecri sadik, yanı sabah namazının vaktinin girmesiyle sona erer.
Bütün bunlarla birlikte, her üç vaktin namazını, kendi vaktinin sonlarına bırakmak mekruhtur.
İkindide ise haramdır.
Bu açıklamaya şundan dolayı ihtiyaç duyulmuştur:
Adına namaz vakitleri takvimi denilen bir takım peçetelerde, yatsı namazının son vaktinin gece yarısı olduğu yazılmakta, gece yarısından sonrası namaz vakti olmaktan çıkarılıp boş bir vakit olarak gösterilmektedir.
Aynı zamanda bunlar, (Oruç başlangıcı için) etrafın tamamen aydınlanmasına kadar yenilip içilebileceğini ifade etmektedir.
Bu, tamamen hilaf-i hakikattir ve Fıkhımıza uymamaktadır.
Bir başka ifadeyle Fıkıhtaki tariflere hiçbir şekilde uymamaktadır.
Bu takvimlerin dikkate alınmamasını, bunlara itibar edilmemesini tavsiye ederiz.