Ev almak, ev sahibi olmak bir zorunluluk değildir.
Yani bir Müslümanın kirada oturmaması iyidir tabi, ama illa her Müslüman kendi evinde oturacak diye bir şart yok.
Önemli olan sokakta kalmamasıdır, yani evsiz kalmamasıdır.
İçerisinde oturduğu bir ev olduktan sonra ama kiradadır, ama mülkiyet sahibidir, fark etmez.
Bugün Avrupa ülkelerine baktığınız zaman, daha önceki istatistiklerden bildiğim kadarıyla % 60’ı kirada oturuyor, aşağı yukarı değişebilir, ama yarısından çoğu kirada oturuyor.
Dünyada da, kirada oturanların sayısı mülkiyet sahiplerinden az değildir.
Dolayısıyla bir insanın ailesi ile oturacağı bir mekânı olması kâfîdir.
Önemli olan başında bir dam olması, ailesiyle sıcak bir yuvası olmasıdır.
Yağmur altında değilse, kira da olsa sıcak bir yuvası varsa, evi var demektir.
Keşke helalinden kendi mülkiyeti olsa daha iyi tabi, ama helal haram gözetmeden illa mülkiyet sahibi olma yolunu da tercih etmemek lazım.
“Ben kirada oturuyorum. Zarûret olduğu için krediyle ev alıyorum” diyemez bir Müslüman.
Bu durum bir mazeret değildir kredi kullanmak için.