Kasr-ı salat, namazların kısaltılması anlamına gelir.
Fıkıh terimi olarak, yolcu (seferî) olan kişinin öğle, ikindi ve yatsı namazlarının farzlarını iki rekât olarak kılması demektir.
Kasr-ı salat uygulaması, Peygamber Efendimiz’in hicretin dördüncü yılında meşru kılınmıştır.
Meşruiyeti Kur’an, Sünnet ve ümmetin icmai (ittifakı) ile sabittir.
Hanefî mezhebine göre, misafirin namazını kısaltması gerekir. Seferi olan kişinin bu farzları dört rekât olarak tam kılması mekruhtur.
Bir kimse mukimken bir namazı kazaya bıraksa, o namazı seferde dört rekât olarak kaza eder.
Seferde kılmadığı bir namazı, mukim olduktan sonra kaza edecek olsa, iki rekât olarak kaza eder.
Eğer seferî olan kişi, mukim bir imama uyarsa, namazını dört rekât olarak tam kılar.
Eğer mukim olan kişi, seferî bir imama uyarsa, imam selâm verdikten sonra namazını dört rekâta tamamlar.